Fairly, Quite, Rather

Quite, rather, fairly, pretty


Quite, rather, fairly ve pretty bir sıfat ya da zarfı niteleyebilir. Hepsinin anlamı Türkçeye oldukça olarak çevrilebilir. Ancak kullanımında ve içerdikleri anlamda oluşan bazı farklılıklar vardır.

· There was quite a lot of traffic today but yesterday was even busier.
  (Bugün oldukça fazla trafik vardı ama dün daha da yoğun geçti.)
· She knows pretty well everything there is to know on the subject.
  (Konuyla ilgili bilmeniz gereken her şeyi oldukça iyi biliyor.)
· She asked some rather awkward questions.
  (Oldukça garip bazı sorular sordu.)
· They live in a fairly modest house, considering their wealth.
  (Servetlerini göz önünde bulundurarak oldukça mütevazı bir evde yaşıyorlar.)

Quite ve Pretty anlam olarak çok benzer. Ancak Pretty çoğunlukla konuşma dillinde yaygın olarak İngilizcede kullanılmaktadır.

· They've given us a pretty small pay increase this year.
  (Bu sene bize oldukça küçük bir maaş artışı verdiler.)
· It sounds quite an interesting job, but I don't know what the money's like yet.
  (Oldukça ilginç bir iş gibi görünüyor, ama paranın nasıl olduğunu henüz bilmiyorum.)

Quite sıfatı nitelerken arkasında a / an kullanılır, Pretty ve Fairly bu biçimde kullanılmaz:

· I have quite a good relationship with my parents.
· I have a pretty good relationship with my parents.
· I have a fairly good relationship with my parents.
  (Ailemle oldukça iyi bir ilişkim var.)

A / an, "rather'dan önce ya da sonra gelebilir.

· I had a rather odd experience the other day.
· I had rather an odd experience the other day.
  (Geçen gün oldukça garip bir deneyim yaşadım.)

Pretty, bir başka sıfatın önünde yer alıyorsa ve aralarında virgül yoksa. "çok, oldukça" anlamına gelir.

· The city is situated in a pretty peaceful bay.
  (Şehir oldukça huzurlu bir koyda yer almaktadır.)
· Their have two daughter. They are pretty tall girls.
  (Onların iki kızı var. Onlar oldukça uzun boylu kızlar.)

Eğer pretty "hoş, güzel" anlamındaysa iki sıfat arasında virgül kullanılır.

· The city is situated in a pretty, peaceful bay. / a peaceful, pretty bay.
  (Şehir güzel, huzurlu bir koyda yer almaktadır.)
· Their have two daughter. They are pretty, tall girls.
  (Onların iki kızı var. Onlar güzel, uzun boylu kızlar.)

Quite aşağıdaki şekillerde kullanabilirsiniz:

Quite + a/an + noun kalıbıyla quite isimlerle de kullanılabilir.

· Harriet has built up quite a reputation for herself as a reporter.
  (Harriet muhabir olarak kendisi oldukça bir ün kazandı.)
· (Our trip to London was quite an adventure for the children.)
  (Londra gezisi çocuklar için oldukça büyük bir macera oldu.)

Quite a lot, quite a few, quite a bit (of):

· There were quite a lot of people at the restaurant.
  (Restoranda oldukça fazla insan vardı.)
· She has subscribed to quite a few academic journals.
  (Birkaç akademik dergiye abone oldu.)

Rather, Quite ve Pretty ile benzerdir. Ancak, Rather genellikle expensive, late, lazy, poor, ugly, sadly, unwisely, etc. gibi olumsuz bir özelliği ifade eden sıfat ya da zarflan nitelemek için kullanılır.

· David has a rather lazy approach to his work.
  (David'in çalışmasına oldukça tembel bir yaklaşımı var.)
· She doesn’t like going out, she’s rather shy.
  (Dışarı çıkmayı sevmiyor, oldukça utangaç.)

Olumlu fikirler için Rather'ı kullandığımızda, oldukça veya şaşırtıcı anlamına gelir:

· He was living in a rather classy part of London in 1900s.
  (1900'lerde Londra'nın oldukça klas bir bölgesinde yaşıyordu.)
· These mangos are rather tasty! Where did you get them?
  (Bu mangolar oldukça lezzetli! Onları nereden aldın?)

Rather da like, enjoy, dislike, object gibi fiilleri nitelemek için "tercihen, daha çok, oldukça" anlamında kullanılır.

· I rather object to elementary school students being given too much homework.
  (İlkokul öğrencilerine çok fazla ödev verilmesine oldukça karşıyım.)
· I rather like going to Turkey for a holiday this summer.
  (Bu yaz tatil için tercihen / daha çok Türkiye'ye gitmeyi arzu ediyorum.)

“Fairly” daha çok olumlu bir özellik ifade eden sıfat ya da zarflarla kullanılır.

· She is fairly tall, (not very tall, moderately)
· It's fairly warm today, (not hot, not cold)
· I'm fairly tolerant with my son.

Fairly, Quite, Rather veya Pretty kadar güçlü değildir. Örneğin, bir yemek “fairly good” diyorsak, çok iyi olmadığı ve daha iyi olabileceği anlamına gelir:

· He was a fairly good football player in his youth.
  (Gençliğinde oldukça iyi bir futbolcuydu.) (Fena değildi ..)
· It was a fairly nice day, but there was a bit of rain.
  (Oldukça güzel bir gündü, ama biraz yağmur vardı.)
  (Oldukça güzel = daha iyi olabilirdi)

Quite, "tamlık, bütünlük veya çok güçlü" anlam ifade eden empty, full, ready, certain, different, clear, sure, wrong, right, safe, true, unique, alone, incredible, unexpected, amazing, extraordinary, horrible, superb, impossible, obvious, marvellous, , unnecessary etc. gibi sıfatlarla kullanılırken "Tamamen veya Açıkça " anlamına gelebilir.

· It was quite clear what the problem was.
  (Sorunun ne olduğu oldukça açıktı.)
· It proved quite impossible to eradicate them completely.
  (Onları tamamen ortadan kaldırmak açıkça imkansızdı.)

Not:  Quite, Tamamen Değil anlamına gelir:

· I don’t quite understand what you mean.
  (Ne demek istediğini tam olarak anlamıyorum.)
· I’m not quite ready, give me five more minutes.
  (Tam olarak hazır değilim, bana beş dakika daha ver.)
· The news was not quite as bad as I had expected.
  (Haberler beklediğim kadar kötü değildi.)

Quite, bazı fiillerle de kullanılabilir: Eğer agree, think, understand gibi bütünlük ifade eden bir fiil ile kullanılıyorsa "quite" in anlamı "tam olarak, tamamen"dir.

· I quite agree with you.
  (Sana tamamen katılıyorum.)
· The family never quite regained its former influence.
  (Aile asla eski etkisini tam olarak geri kazanmadı.)
· I think you don't quite understand the severity of our financial problems.
  (Bence mali sorunlarımızın ciddiyetini tam olarak anlamıyorsunuz.)

Eğer nitelediği fiil enjoy, like, want, wish, will gibi derecesini belirtebileceğimiz bir fiil ise "quite" in anlamı "oldukça" dır

· I quite like basketball, but I prefer football.
  (Basketboldan hoşlanıyorum ama futbolu tercih ediyorum.)
· I'm quite willing to accept the consequences.
  (Sonuçları kabul etmeye oldukça istekliyim.)

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski